Êzidxan Asayişi halkın Şengal’e dönüş ve savunma umudu oldu

Fermandan sonra Şengal özsavunma güçlerinin kurulmasıyla 200 bin kişi topraklarına geri döndü. Son 6 yılda Êzidxan asayişini yok etmek için birçok kirli plan uygulandı, ancak Êzidxan’ı savunanlar halkın dönüş ve savunma umudu oldu.

Şengal’in DAIŞ çetelerinden tamamen özgürleştirilmesinin ardından Êzidi halkı kendi topraklarına geri döndüler. Bölgede halkı savunacak ve sorunlarını çözecek bir güç yoktu. Siyasetten toplumsal alana, savunmadan kültür sanata, kadın ve gençlikten ekonomi alanına kadar her alanda büyük bir boşluk vardı. Bu yüzden Êzidi halkı kurumlarını demokratik ulus modeli altında inşa ederek bu boşluğu doldurdu.

Bu temelde Şengal Özerk Yönetimi, 14 Temmuz 2016 tarihinde Êzidxan Asayişi adı altında yeni bir iç güvenlik gücü oluşturdu. Asayiş gücünün oluşturulmasıyla birlikte yüzlerce genç asayiş saflarına katılarak bölgedeki güvenliği sağlama alanında yerlerini aldılar. Êzidxan Asayişi ilk olarak Xanesor ana yolunda tarihi sorumluluğunu yerine getirmeye başladı. Bu da Êzidi halkının bölgenin güvenliği için aldığı ilk sorumluluktu. KDP’nin baskılarından kurtulan bölge halkı bu gücün kurulmasından mutluluk duydu. Özellikle Asayiş gücünün kurulmasından sonra Şengal’e geri dönenlerin sayısında artış yaşandı.

Xanesor Direnişi ve Êzidxan Asayişi

Asayiş kurulduğunda, gençler akın akın buraya yöneliyor ve KDP’nin sistemi etkisiz hale geliyordu. Bu sebeple asayişi yok etme planına başladılar. Bu temelde KDP, 2017 yılında çeteleri aracılığıyla, Êzidxan Asayişinin kontrolünde bulunan Xanesor bölgesine saldırdı. Êzidi gençler özsavunma yolunda ilk adımları atarken, tekrar KDP’ye bağlı  ‘Roj Peşmerge’ adı altındaki çetelerin saldırılarına karşılık verdi ve söz konusu grupların Xanesor’a geçmesine izin vermedi. Asayişin bu yanıtı, Êzidi halkı ve Asayişe büyük bir güç ve moral verdi. Böylece halk Asayiş etrafında daha güçlü bir şekilde toplandı. KDP’nin Asayişi yok etme planı boşa çıkarıldı ve bu güç daha da büyüdü.

Halkın dönüşü ve onları savunma sorumluluğu

Duhola, Borik, Sinun ve tüm Şengal’de halkın evlerine dönmesinin ardından Êzidxan Asayişi gücünü genişleterek geri dönen evleri savundu. Bölgede KDP güçlerinin de bulunması nedeniyle peşmergeler sık sık sorun çıkarıyor ve özel savaşla Êzidxan Asayişini karalamak istiyordu. 16 Ekim 2017 tarihinde 140. madde kapsamına giren Kerkük ve Mexmur gibi bölgelerden çekilen peşmerge, nasıl ki 2014’te DAIŞ çetelerinden kaçarken Êzidi halkını katliamla karşı karşıya bırakmışsa, bu kez de Haşdi Şabi güçlerine karşı geri çekildi.

200 bin kişi savunma güçlerine güvenerek geri döndü

Êzidxan Asayişi halkın çocuklarından oluştuğu için hiçbir güce boyun eğmeyerek bölgeyi koruma kararlılığı gösterdi. Bu dönemde Şengal’in tamamı Êzidxan Asayişinin kontrolüne geçti. Ayrıca YBŞ ve YJŞ de sınırlarda konuşlanarak bölgeyi korudu. Özerk Yönetim, her alanda kendini yönetebilecek düzeye geldikten sonra, halkı geri dönmeye çağıran bir açıklama yaptı ve bu esas üzerine dönenleri karşılamak için bir komite kurdu. Bu komite Şengal’e dönen aileler ve evlerle ilgileniyordu. Özerk Yönetim ve savunma güçleri sayesinde 8 yıl içinde KDP’nin tüm engellemelerine rağmen 200 bin kişi Şengal’e geri döndü.

9 Ekim anlaşması ve Asayiş üzerindeki planlar

Şengal’e geri dönüşleri ve Özerk yönetimi engellemek için bu kez işgalci Türk devleti Şengal’e saldırmaya başladı. Ancak Êzidi halkı bu saldırılara karşılık olarak geri dönüşlerini güçlendirdi. Erdoğan’a yakın olan ve Êzidi halkını düşman olarak gören Mustafa Kazimi’nin iktidara gelmesinden sonra Özerk Yönetim ve savunma güçlerini tasfiye planını devreye soktular. Bu temelde 9 Ekim 2020 tarihinde Türk devleti, KDP ve Kazimi arasında bir anlaşma imzalandı. Êzidi iradesinin esas alınmadığı bu anlaşmada Êzidilerin tüm kazanımları yok sayıldı.

Direniş çadırları ve Êzidxan Asayişi

Êzidi halkı ve Şengal’in diğer bileşenleri bu anlaşmaya karşı çıkarak uygulanmasını bir noktaya kadar engelledi. Anlaşma hükümlerinin uygulanması çerçevesinde Êzidxan Asayişi 1 Aralık’a kadar merkezlerini boşaltmaları, boşaltmama durumunda kendilerinin onları çıkaracakları yönünde tehdit edildi. Şengal Özerk Yönetimi’nin çağrısı üzerine halk Asayiş merkezlerinde toplanarak, bu tehditlere direndi.

2 Aralık 2020 tarihinde Şengal’de asayiş merkezinin önünde bir çadır kuruldu. Êzidxan Asayişi önünde kurulan direniş çadırı 138 gün sürdü. Başta anneler ve gençler olmak üzere tüm Şengal halkı Asayişi yalnız bırakmayarak, gece gündüz direndi. 138 gün sonra direniş çadırını sonlandırmaya yönelik bir açıklama yapan Şengal Yürütme Kurulu, “Süreç biraz sakinleşti ama bitmedi.  Êzidxan Asayişi önündeki nöbeti durduruyoruz. Ama çadır yerinde duracak ve gerek duyulduğunda tekrar nöbetimize devam edeceğiz” dedi.

Özsavunma güçlerine yönelik son saldırılar

Halkın direnişi, onların aleyhinde olan planları boşa çıkardı ve Êzidxan Asayişi varlığını ispatladı. Ancak bu tasfiye planı her gün farklı bir şekilde yürütüldü. Irak ordusu birçok kez Asayişe saldırmak istedi ancak Şengal Özerk Yönetimi’nin konuya temkinli yaklaşması ve Irak’la savaşa girmek istememesi çatışmaların önünü aldı. 18 Nisan 2022 tarihinde Êzidi halkı Çarşema Sor bayramını kutlamaya hazırlanırken Irak ordusu Digur’daki Asayiş noktasına saldırdı. Asayişin yanıt vermesi üzerine çatışma çıktı, ancak yine Özerk Yönetim ve YBŞ Komutanlığı’nın girişimiyle bu sorun çözüldü. Aynı gece, Irak hükümetinin planının sadece Asayişi yok etmek olmadığı, aynı zamanda Êzidi halkının iradesini ve kazanımlarını hedef aldığı anlaşıldı. Bu amaçla 19 Nisan gecesi YBŞ ve YJŞ’nin Sikêniyê, Heyalê, Mediban ve Geliyê Şilo köylerindeki noktalarına büyük bir güçle saldırı düzenledi. YBŞ ve YJŞ güçleri bu saldırılara sert bir karşılık verdi ve Irak ordusu saldırıları durdurmak zorunda kaldı.

Saldırılar ve planlar da direniş de devam ediyor

9 Ekim Anlaşması’nın temel esaslarından biri Êzidxan Asayişinin tasfiyesi olduğundan Kazimi hükümeti ve KDP bu plandan vazgeçmiyor. Bu temelde, Kazimi hükümeti ordusu Çarşema Sor kutlamalarının ardından askeri hareketliliğine yeniden başladı ve Şengal’e yüzlerce tank ve top sevk etti. 2 Mayıs’ta Irak ordusu bu tankları ve topları Tirbika yolu üzerinden Sinun ve Digur’a geçirmeye çalıştı. Bunun üzerine şiddetli çatışmalar başladı ve Irak güçlerinin ilerlemesi engellendi. Çatışmalarda YBŞ savaşçısı Şervan Êzdîxan şehit düştü. Akşam saatlerinde Irak ordusunun isteği üzerine çatışmalar durduruldu ve güçlerinin bir kısmı geri çekildi.

Geçtiğimiz 6 yılda Êzidxan Asayişine yönelik planlar eksilmedi, ancak aynı zamanda Şengal halkının ve asayişinin direnişi de kırılmadı. Mevcut durumda, sorunların çözümü için girişimlere rağmen Şengal özsavunma güçlerine yönelik tehdit ve baskılar devam ediyor. Ancak Êzidi halkı savunma güçleri olmazsa yeni fermanların olacağını çok iyi bilmektedir. Bu sebeple ne olursa olsun Êzidxan Asayişinin direnişi devam edecektir.

 

Bunları da beğenebilirsin