Güney Kürdistan’da komploya karşı ateşten slogana dönüşen bir devrimci: Sîrwan Rauf

HABER MERKEZİ

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 15 Şubat 1999’da gerçekleştirilen Uluslararası Komplo’ya karşı ateşten bir slogana dönüşen ölümsüz şehitlerden biri de Güney Kürdistanlı Sîrwan Rauf’dur. Sîrwan Rauf, eyleminden sonra kaldırıldığı hastade şehit düşmeden önceki son sözleri ‘Öcalan’a sahip çıkın’ olur.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999’da Uluslararası Komplo ile esir alınmasının ardından Kürdistan ve Avrupa’da onlarca kişi bedenlerini ateşe vererek ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ şiarıyla Önder Apo’nun etrafında ateşten halka oldular.

Güney Kürdistanlı bir peşmerge olan Sirwan Reuf da Halit Oral’ın 9 Ekim’i 10 Ekim’e bağlayan gece tutsak bulunduğu Maraş Cezaevinde bedenini ateşe vererek, ‘Bir şeyler yapılmalı’ çağrısına Güney Kürdistan’dan bedenini ateşe vererek cevap verir.

Peşmerge Sirwan Reuf, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik geliştirilen Uluslararası Komplo’nun duyulması üzerine Güney Kürdistan’ın Süleymaniye kentindeki Baxê Gişti Parkı’nda 17 Şubat’ta bedenini ateşe vererek ölümsüzler kervanına katılır.

Sîrwan Rauf, şehit düşmeden önce Güney Kürdistan halkına yaptığı çağrıda, “Bir fotoğrafçı olarak ben ulusal bir duyguya sahibim. Bir Kürt liderin tutuklanması beni çok üzüyor. Bu nedenle Güney Kürdistan halkı başta olmak üzere tüm Kürtlerin, Kuzey’deki Kürtlere yapılan zulme sessiz kalmamasını istiyorum. Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komploya karşı tavır alın. Yaptığım eylemden çok memnunum, halkım için yaptığım en az şey bu. Bir Kürt lider nasıl olur da İsrail, ABD istihbaratı ve Türk devleti tarafından tüm dünyanın gözü önünde tutuklanır ve tüm hakları ihlal edilir?” diyerek, eylemiyle Kürt halkının Önder Apo etrafında birliğini sağlaması gerektiğine dikkat çeker.

Sîrwan Rauf’un mücadelesi ve yaşamı

Sîrwan Rauf, genç bir peşmerge ve aynı zamanda sanatçıydı. 1963 yılında Süleymaniye’nin Çiwarbax mahallesinde yurtsever ve fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta özgürlük fikirleriyle tanıştı. 1982’ye kadar Kürdistan Sosyal Demokrat Partisi ile ilişkiler kurdu ve peşmerge oldu. 1983 yılında Irak’ta Baas rejimi tarafından tutuklandı ve 1984 yılına kadar cezaevinde kaldı. Pek çok işkence gördükten sonra serbest bırakıldı ve çalışmalarına şehirde devam etti.

Tutuklanır

Sîrwan, dağlardan şehre geldikten sonra Baas rejiminin casus teşkilatları geldiğini öğrendi ve onu tutukladı. Sîrwan’ın akıbeti neredeyse bir yıl boyunca öğrenilemedi. Mücadelesinden asla geri adım atmadığı için her zaman rejim güçlerinin hedefi oluyor. Peşmerge olduğu dönem içerisinde 3 kez tutuklanıyor. İşkence izleri şehadetine kadar vücudunda kalıyor. 1985 yılında Kerkük’te 4 arkadaşıyla beraber  saldırıya uğruyor. Sîrwan, saldırıdan sağ kurtuluyor ama arkadaşları şehit oluyor.

Sîrwan Rauf, siyasi faaliyetleri ve peşmerge çalışmalarının yanı sıra fotoğrafçılıkla da uğraşıyor. Mücadelesi sırasında Güney Kürdistan halkının hayatından çeşit çeşit kareler yakalıyor. 1991 ayaklanmasından sonra da 5 yıl fotoğrafçı olarak çalışıyor ve 4 sergi açıyor.

Şehit Sîrwan’ın eylemi

Sîrwan Rauf, Kuzey Kürdistan’da başlayan ve  tüm Kürdistan’a yayılan özgürlük mücadelesine büyük bir ilgi duyuyor. Özellikle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile güçlü bir bağı vardı. 15 Şubat 1999’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik komplo haberi yayıldığında, her Kürt gibi, Sîrwan Rauf da bunu kabul etmedi. O zamana kadar Kürdistan Özgürlük Hareketi ile yakın bir ilişkisi olmayan Sîrwan Rauf’un özgürlüğe olan sevgisi ve bağı radikal bir karara yol açtı.

Sîrwan, Uluslararası Komplo’ya karşı 17 Şubat 1999’da Süleymaniye Baxê Giştî önünde bedenini ateşe verdi. Hastaneye kaldırılan Sîrwan, 10 gün sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

Şehit Sîrwan’ın son mesajı

Sîrwan, vücudunu ateşe verdikten sonra hastaneye kaldırılıyor, hastanedeyken birkaç gazete ve televizyon kanalına konuşuyor. Welat gazetesi de o sırada Sîrwan Rauf ile röportaj yapıyor.

Sîrwan, gazeteye eyleminin amacını şöyle anlatıyor: “Bir fotoğrafçı olarak ulusal bir duygum var. Bir Kürt liderin tutuklanması beni çok üzüyor. Bu yüzden Güney Kürdistan halkı başta olmak üzere tüm Kürtlerin Kuzey Kürdistan’daki Kürtlere yapılan zulme sessiz kalmamasını istiyorum. Abdullah Öcalan’a yönelik geliştirilen Uluslararası Komplo’yu kınasınlar, tepki göstersinler. Yaptığım eylemden çok memnunum, halkım için yaptığım en az iş bu. Bir Kürt lider nasıl olur da İsrail, ABD istihbaratı ve Türk devleti tarafından tüm dünyanın gözü önünde tutuklanır ve tüm hakları ihlal edilir?”

Şair Şêrko Bêkes, Sirwan Reuf’un eylemine ilişkin bir şiir kaleme alır. Şêrko Bêkes’in Şehit Sîrwan’ın eylemine ilişkin kaleme aldığı şiiri şöyle;

“Rutbunewe zeryayek bu le berdemî
Zeryay bê bakanda
Le hemû xoşewîstiyekî gewreda
Lutkeyek heye… lutkey tuwaneweye le heqîqet da…
Lutkey biryar û negeranewe
Espî be kurjin be çepokekanî berdî oqre lî bra
Lewê da… jiyan dawî mergêkî nuwê dekat.
Lewêda …. Rewalet cewher le yektir cuwê ebinewe.
Lewêda… xewnêkî heta hetayî ebînrê û
Zeman ebê be yek zeman
Mezintirîn ewîndarîş her ewanen ke beroşanî cestey
Sutay xoyan dir be metirsî doşdaman eden.
Sîrwan waykird.Rutbunewe zeryayek bu le berdemî
Zeryay bê bakanda
Le hemû xoşewîstiyekî gewreda
Lutkeyek heye… lutkey tuwaneweye le heqîqet da…
Lutkey biryar û negeranewe
Espî be kurjin be çepokekanî berdî oqre lî bra
Lewê da… jiyan dawî mergêkî nuwê dekat.
Lewêda …. Rewalet cewher le yektir cuwê ebinewe.
Lewêda… xewnêkî heta hetayî ebînrê û
Zeman ebê be yek zeman
Mezintirîn ewîndarîş her ewanen ke beroşanî cestey
Sutay xoyan dir be metirsî doşdaman eden.
Sîrwan waykird.”

 

 

 

Bunları da beğenebilirsin