Halkın zulmün karanlığına isyanı: Raperîn

HABER MERKEZİ

Bundan 33 yıl önce 5 Mart 1991 yılında Süleymaniye’nin Ranya ilçesinde bir grup gencin öncülüğünde Saddam Hüseyin dikkatörlüğüne karşı başlayan Güney Kürdistan Raperîn’i (ayaklanma) birkaç gün içinde Güney Kürdistan’ın tümüne yayıldı.

Irak rejimi 1991 yılında ABD öncülüğündek koalisyon gücüne karşı bir savaşa girdi. Bu savaş sürecinden sonra Güney Kürdistan üzerindeki kontrolünü de kaybetti. Baas rejiminin Kürdistan Bölgesi’ndeki kontrolünün gevşemesiyle birlikte Raperîn’in de kıvılcımları çakıldı.

Kürt halkına, Irak Baas rejiminin zulmüne son vermek ve kendi topraklarında öz iradeleriyle oluşturacakları bir yönetim altında toplanmak ve özgür yaşayabilmek için radyo ve gazeteler yoluyla serhildan çağrısı yapıldı. Raperîn’in ilk kıvılcımları 5 Mart 1991 yılında Süleymaniye’nin Ranya ilçesinde çakıldı.

Ranya ile başlayan halk serhildanı gün geçtikçe Güney Kürdistan’ın hemen hemen bütün il ve ilçelerine yayıldı. 21 Mart Newroz gecesi halk Kerkük idaresine el koyunca, Raperîn önemli bir aşamaya ulaştı. Kürdistan Bölgesi’nde halk güçlü bir öncülüğe o zaman sahip olmadığı halde serhildanlar zirveye ulaştı.

Bu dönemde ABD, Kürtlerin başlatmış olduğu Raperîn’in kırılması için Irak rejimine belli sinyaller verdi. Bunun üzerine Irak rejimi başta Şiilerin başlatmış olduğu ayaklanmayı bastırdı, Nisan ayından sonra da Kürtlerin başlatmış olduğu Raperîn’e yönelmeye başladı.

Bu dönemde Kürt siyasi partileri Irak rejimine karşı güçlü ve örgütlü bir direniş gücü yaratamadığı için, Kürt halkı Irak rejiminin katliam tehditlerinden dolayı yönünü Türkiye ve İran sınırlarına doğru verdi. Büyük bir göç dalgası yaşandı.

Binlerce Kürt zorlu yaşam şartları altında çocuklarıyla birlikte yollara düştü. Elde edilen verilere göre yaşanan ve göç en az 50 bin insanın yaşamını yitirmesine yol açtı.

Günbegün Raperin’in kronolojisi

5 Mart 1991 günü; Ranya, Çarqurna, Bitwen ovası, Hecîawa Irak rejiminin elinden kurtarıldı.

6 Mart 1991 günü; Süleymaniye’ye bağlı Bazyan ilçesi ve Pişter ovası Irak rejim güçlerinden alındı.

7 Mart 1991 günü; Raperîn Süleymaniye’ye yayıldı ve halk devletin tüm resmi kurumlarına el koydu.

8 Mart 1991 günü; Raperîn Süleymaniye’nin Erbat, Çemçemal, Halepçe, Zarayan ve Piremegrûn ilçelerine kadar yayıldı ve Süleymaniye ile Kerkük arasındaki yolu halk kontrol altına aldı.

9 Mart 1991 günü; Serhildanlar Hewler’in Koye, Şeqlawa ve Basimra ilçelerine yayıldı.

11 Mart da ise Hewler’e kadar ulaşıp halk orada rejime karşı direnişe geçti. Aynı gün içerisinde Birzin, Melaomar, Cadide, Topzawa, Kewergoske, Bahirka, Berhuştirê, Kesnazan, Binaslawa, Daretû, Quştepe ve Şawes Irak rejim güçlerinin elinden alındı.

Serhildan 13 Mart’ta Zaxo ve Silevanê’ye yayıldı.

Ayın gün Kerkük’e bağlı Cabara, Ped ve Kelar ilçeleri Irak rejim güçlerinden kurtarıldı.

14 Mart’ta Duhok’a bağlı Sersing, Zawîte, Dêrelûk, Şeladizê, Amediyê ve Bamerne ilçeleri kurtarıldı.

15 Mart’ta; Sêmêlê Irak rejim güçlerinden alındı.

16 Mart’ta; Karaçûh, Sebaşah ve Mexmur Baas rejim güçlerinden kurtarıldı.

19 Mart’ta; Kerkük Irak güçlerinden alınarak, Kürt halkının kontrolüne geçti.

21 Mart gecesi de Kerkük merkez tümden Irak askerlerinden temizlendi.

Bu kadar başarı ve önemli sonuçtan sonra Irak rejimi 27 Mart günü Kürtlerin kontrolüne geçen yerlere saldırdı. Kürt halkı Irak rejiminin kimyasal kullanma tehdidine karşı Kuzey ve Doğu Kürdistan sınırlarına doğru göç etmeye başladı.

16 Nisan 1991 yılında ABD güçleri 36 paralelin kuzeyine düşen bölgeyi Kürtlerin özerk bölgesi olarak ilan ettikten sonra, Kürtler yeniden ana yurtlarına dönmeye ve kendi yönetimlerini oluşturmaya başladılar.

22 Mayıs 1991 günü Güney Kürdistan’da ilk seçimler yapıldı. Seçime katılan partilerden çoğunluğu sağlayan KDP ve YNK, Kürdistan Bölgesi’nin idari yetkilerini kendi aralarında paylaştılar.

Daha sonraki süreçte Kürdistan Bölge Parlamentosu’nun kuruluş çalışmalarına başlandı ve 1992 yılında Kürdistan Bölge Parlamentosu kurularak ilk toplantısını gerçekleştirdi.

1994 yılında ise Kürdistan Bölgesi idaresini elinde bulunduran KDP ve YNK arasında çelişkiler çıkmaya başladı ve bu çelişkiler bir iç savaşa dönüştü. Her iki parti arasında çıkan savaştan dolayı Kürdistan Bölge Parlamentosu işlevsiz hale gelerek, kapatıldı. Güney Kürdistan parlamentosu ve idaresi bu tarihte ikiye bölündü. YNK Hewler ve Süleymaniye’de hüküm sürerken, KDP Dohok’ta hükümet ilan etti.

1995 yılına gelindiğinde, KDP ve YNK arasında başlayan iç savaş daha da tırmandı.

1996 yılında bu gerginlik bir kez daha şiddetli silahlı çatışmalara dönüştü. KDP, Baas rejiminin desteğini alarak YNK’ye saldırdı ve Irak ordusunun tanklarıyla birlikte YNK’nin elinde bulunan Hewler’e girdi. YNK Süleymaniye’yi de bu dönemde terk etti. Fakat daha sonra İran’dan destek alarak yeniden saldırıya geçti ve Süleymaniye’yi yeniden KDP’den kurtardı. Bu tarihten sonra YNK Süleymaniye’yi idaresinin başkenti yaparken, KDP Hewler’i başkent yaptı.

1998 yılına kadar devam eden bu iç savaş ve gerginlik, daha sonra ABD’nin aracılığıyla yapılan Washington görüşleriyle varılan anlaşma sonucu Kürdistan Bölgesi Parlamentosu’nun yeniden işlevli hale getirilmesi konusunda görüş birliğine vardı.

2002 yılı sonbaharında KDP ve YNK Hewler ve Süleymaniye merkezli iki parlamentoyu birleştirme kararı aldı.

Halk adalet, eşitlik ve hak talebiyle yine meydanlarda

Halkın talepleri hala geçerliliğini korumakta. Halk bugün de yolsuzlukların aydınlatılması, adaletin sağlanması talebiyle 2015 yılının 3 Ekim’inden bu yana alanlarda. Son 5 aydır maaşlarını alamayan memurlar boykot gösterilerini hala sürdürmekteler. Yine bölgede başlayan siyasi ve ekonomik kriz derinleşerek devam etmektedir.

3 Ekim’de başlayan gösterilerde halk siyasi ve ekonomik krizden başta KDP olmak üzere bölgedeki siyasi partileri sorumlu tutuğunu ifade etmektedir. Bu yüzden halk başta KDP büroları olmak üzere bölgedeki diğer siyasi parti binalarına yönelerek tepkilerini ortaya koymaktadır.

Gerçekleşen gösterilerde aralarında 12 yaşında bir çocuğun da olduğu 5 yurttaş güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi. KDP bürolarına yönelik saldırması ve halkın bu düzeyde tepkilerini ortaya koymasından Goran Hareketi’ni sorumlu gördüğünü açıklayan KDP, Kürdistan Bölge Parlamento başkanı ve Goran Hareketi milletvekili Dr. Yusuf Muhammed’in Hewler’e 12 Ekim 2015 günü girişi engelleyerek, o tarihten beri Kürdistan Bölge Parlamentosu’nu işlevsiz bırakmış durumda. Bununla birlikte Kürdistan Hükümet başkanı Neçirvan Barzani Goran Hareketin’den 5 bakanı görevinden azletti ve yerlerine yeni bakanlar atadı. Halk hükümet ortağı olan her 5 siyasi partinin, başta başkanlık sorunu olmak üzere halkın ve hükümetin karşılaşmış olduğu sorunları çözememekten yakınmaktadır.

Demokratik, çoğulcu, eşit ve adalet talebiyle bugün hala devam eden boykot gösterilerinde halk sistemsel bir değişiklik ve kendi topraklarında özgür, adil ve eşit yaşamak istiyor.

1991’de Raperîn’e katılanlar, Raperîn’in ilk olarak halkın isyanı ile başladığını sonrasında Pêşmergelerin desteğinin geldiğini belirtiyor. Ancak Güney Kürdistan güçleri, Raperîn’den sonra halkı görmezden gelerek, halkın hiçbir sorununu çözmedi.

Raperîn döneminde doğan kuşak, şimdi 30 yaşını geçmiş durumda. Gençler, iktidarın, hükümetin gençlere hizmet etmediğini, iş imkanları yaratmadığını ve sorunlarını çözmediğini belirtiyor. Bu nedenle yurttaşlar yoksul ve öfkeli. Yaşanan sorunlar nedeniyle gençler memleketlerini terk edip, göç yollarına düşüyor.

 

Bunları da beğenebilirsin