KDP ve islami partiler neden Kürdistan işgalcileri ve Kürt katillerini destekliyor?

HABER MERKEZİ

KDP ve islami partiler, Erdoğan ve rejiminin Kürdistan’ı işgalini, Kürt soykırımını ve düşmanca politikalarını destekliyor.

Türkiye’de yapılan 14 Mayıs seçimlerinin ardından bölge ve dünya ülkeleri sistemde bir değişiklik beklese de KDP ve Güney Kürdistan’daki islami partiler özgürlük karşıtlığıyla ve Kürtleri katletmesiyle tanınan iktidarı açıkça destekliyor.

Erdoğan’ın düşmanca politikalarını çok iyi bildikleri halde bazıları işbirlikçisi ve destekçisi oldular. 20 yıldan uzun bir süredir verdikleri desteğe hiçbir zaman açık bir gerekçe sunamadılar. Bu işbirliğinden anlaşılan tek şey bu partilerin ihanet üzerinden keni çıkarlarını gözettikleridir.

Erdoğan, ilk dönemlerinde birkaç olumlu adım atsa da iktidarını inşa etmesinin ardından bunun gücünü arttırmak ve amaçlarına ulaşmak yolunda bşr kandırmacadan ibaret olduğu ortaya çıktı.

Erdoğan ve rejimi, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada kaos, çatışma ve istikrarsızlığın kaynağı haline geldi. Ayrıca iktidarı boyunca yaşadığı başarısızlıklar Türkiye’nin anti demokratik ve gerici bir ülke olarak görülmesine neden oldu.

Erdoğan’ın Kürt halkı başta olmak üzere Türkiye halklarına karşı işlediği bazı suçlar şunlar oldu:

-Kürt düşmanlığı üzerinden yürütülen işgal ve kimyasal kullanımı, ayrıca onlarca soykırım ve siyasi terör.

-Müdahaleler ve silah ticareti yoluyla gelir ve kaynaklarını Güney Kürdistan, Rojava, Libya, Yunanistan, Azerbaycan ve Ortadoğu ile Kuzey Afrika’daki bazı ülkelerde yaşanan savaş ve işgal için kullanması.

-Yukarıda belirtilen durumlar, ekonomik durumun kötüleşmesi, enflasyonun yüzde 80’lerin üstüne çıkması ve 2005 yılında 1,5 lira olan doların şu anda 19,5 liraya ulaşmasına neden oldu.

-Çoğu işgal ve düşmanca saldırılara katılmak zorunda kalan binlerce Türk’ün ölmesine neden oldu.

-Önceki hükümetin Avrupa Birliği’ne girmek için harcadığı zaman ve enerjisiyi boşa çıkararak, Türkiye’yi amacından uzaklaştırması ve marjinalleştiirmesine neden oldu.

-İşsizlik ve yoksulluk oranı en üst düzeye ulaştı.

-Uyuşturucu madde kullanımında yüzde 800 artış oldu.

-Tecavüz oranı yüzde 40’a, çocuklara (kız ve erkek çocuklarına) yönelik istismar oranı yüzde 400’e yükseldi.

-Kadınlara yönelik işlenen suçların oranında yüzde 370’lik artış oldu.

-Suç oranı yüzde 260 arttı.

-6 Şubat’ta meydana gelen deprem, yönetimin yasalara ve deprem yönetmeliğine uymadığının bir ispatı oldu. Kürdistan’ın birçok yerini etkileyen bu felaket 50 binden fazla insanın yaşamını yitirmesine ve 1 milyondan fazla insanın sokakta kalmasına neden oldu. Ancak Erdoğan, milyon dolarlık sarayında, değeri 400 milyon dolardan fazla olan özel uçağı ile yaşarken cumhurbaşkanı maaşını 88 bin liradan 119 bin liraya çıkardı.

-Türkiye, basın ve düşünce özgürlüğü konusunda tüm dünyada en alt seviyede. Verilere göre, yalnızca Afganistan ve Kuzey Kore bu konuda Türkiye’den daha kötü durumda.

-Erdoğan iktidarının suçları arasında, yargıya müdahaleler, hakim ve savcıların görevden alınarak yerlerine kendine yakın hakim ve savcıları ataması da yer alıyor. Erdoğan, bu hakim ve savılar eliyle sürekli kendi gündemini oluşturarak, binlerce masum insanı cezalandırıyor.

-Dünya genelindeki tutuklu ve hükümlü sayılarına ilişkin bilgi toplayan WFB internet sitesinin yayınladığı verilere göre, 2022 yılının Aralık ayı itibariyle Türkiye’de 336 bin 315 tutuklu bulunurken, Erdoğan öncesi bu sayı 60 bin’di.

-Ayrıca insan hakkı ihlalleri, ülkelerin egemenliklerine yönelik ihlaller, diğer ülkelerin topraklarına yönelik işgal ve uluslararası yasalara uyulmaması.

-Çıkarılan bir kararnameyle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi, kadınları taciz eden erkeklere evlilik yoluyla bu cezadan kurtulma hakkı verilmesi.

-Türkiye’deki yeni nesilleri 21 yıldır milliyetçilik ve diğer inançlara karşıtlık temelinde eğitiyor. Başta Kürt halkı olmak üzere, Türkiye’deki halklara karşı bu düşmanca politikayı sürdürmek için onlarca Erdoğan yarattı.

KDP ve diğer islami siyasi partilerin iddia ettiği üzere, halka hizmet, ekonomik ve siyasi istikrar tanımları bunlarsa düşmanlık, saldırganlık ve otoriterlik ne anlama geliyor?

İktidar ve hegemonya isteyenlerin bakış açısıyla bakıldığı zaman bu hizmet ve eşsiz girişimlerin kendi çıkarları ve karanlık talepleri için olduğu görülecektir.

Bunları da beğenebilirsin