Polonya-Belarus sınırında Kürtlerin yaşam savaşı

Çoğunluğu Güney Kurdistanlı Kürtlerden oluşan mülteci gruplar sınırda ölüme terk edildi.

Polonya-Belarus sınırında ormanlık alanda mahsur kalan ve çoğunluğunu Güney Kurdistanlı Kürtlerin oluşturduğu mülteci gruplar, barınma ve sağlık yardımı alamıyor, temel ihtiyaçlara erişim sağlayamıyor. Polonya’nın giriş, Belarus’un ise dönüş izni vermediği bölgede, açlık ve donma nedeniyle 8 mülteci hayatını kaybederken, bölgeye gazetecilerin ve yardım gruplarının girmesine de izin verilmiyor.

Belarus’tan geçerek Polonya sınırına ilerleyen ve de aralarında çocuk ve yaşlıların da bulunduğu mülteciler, sınır bölgesinde açlık ve soğuğa terk edildi. Belarus’un muhalefet lideri Svetlana Tikhanouskaya’nın danışmanı Franak Viacorka, 5 Kasım’da Twitter hesabı üzerinden mültecilerin sınırdaki görüntüsünü paylaşarak şu ifadeleri kullandı: “Belarus’ta Avrupa Birliği sınırlarına geçmek isteyen binlerce mülteci var, yüzlercesi sınırda mahsur kaldı, erkekler, kadınlar ve çocuklar açlıktan ve donarak öldü. Bu insan ticareti durdurulmalı. Bu suçun sorumlularına yaptırım uygulanmalı.” Gazete Davul’a konuşan yazar Hejare Şamil ise Lukaşenko hükümetinin, mültecileri Avrupa’ya karşı şantaj olarak kullandığını belirterek, “Binlerce Kürt sınırda açlık ve hastalık çekiyor, orada sıkışıp kaldılar” dedi.

Seyahat acentelerinin ‘tuzağı’

The Guardian’da yer alan habere göre ise, Polonya’nın sağcı hükümetinin, Beyaz Rusya ile olan sınırı boyunca Donald Trump tarzı bir duvar inşa etmek için parlamento yetkisini güvence altına aldığı belirtilerek, bölgede askeri personel tarafından desteklenen yaklaşık 17 bin sınır polisinin devriye gezdiği kaydedildi. Mültecilerin yalnızca Orta Doğu ve Afrika’daki savaşlardan kaynaklı göçün bir parçası değil, aynı zamanda Belarus ve Polonya arasındaki bir oyunun piyonları haline getirildiğine de dikkat çekildi. Mültecilerden birçoğunun Lukaşenko hükümetinin kontrolü altında olan Belarus seyahat acenteleri tarafından tuzağa düşürüldüğü ve Belarus’a ulaştıklarında 15 bin ile 20 bin euro arasında bir ücret alındığı da belirtilirken, devlet otoriteleri tarafından otellere transfer edilen mültecilerin, daha sonra Belarus’un sınır muhafızları tarafından çitin ötesine itildiği ifade edildi. Sağlık sorunları nedeniyle sınırdan hastaneye götürülen mültecilerin ise tıbbi bakım aldığı ancak iyileşir iyileşmez devriye gezen sınır muhafızları tarafından sınıra geri götürülerek ormanlık alana bırakıldığı da aktarıldı.

Askerler su vermedi

Duhok’tan bir Kürt grup içindeki 28 yaşındaki Amila Abedelkader, İstanbul’dan Belarus’un başkenti Minsk’e uçakla seyahat düzenleyen ve Polonya sınırına erişim sağlayacak bir seyahat acentesi tarafından Belarus’a çekildiklerini söyledi. Ekim ayında Polonya’ya geçtiklerini ve sınırda mahsur kaldıklarını belirten Abdelkader, “Su bittiğinde kardeşim Polonyalı askerlerden su istedi. Her gün su istiyorduk ve ‘hayır’ cevabı alıyorduk. Bebekler için süt temin etmeyi reddettiler. Mülteciler yağmur suyu ve birikintileri içti” diyerek yaşananlara dikkat çeken Abedelkader, ‘Sınıra gitmekten çok korkuyoruz çünkü bebeğim çok küçük. Lütfen bize yardım edin” çağrısında bulundu.

Asker-çete iş birliği

Geçtiğimiz hafta gönüllüler tarafından ormanda bulunan 46 yaşındaki Faslı Mustafa ise, ormanda ilerlerken yerde yatan bir adam gördüğünü söyleyerek, “Ölü müydü yaşıyor muydu bilmiyorum. Daha fazla ilerleyemeyecek hale gelene kadar 2 gece yürüdüm. Geceleri yürüyordum, gündüz ise uyumaya çalışıyordum. Bir boşluktaydım” ifadelerini kullandı. Belaruslu askerlerin kendisini dövdüğünü söyleyen Mustafa, ordunun arkasında duran çetelerin mültecilere saldırdığına dikkat çekerek, “Sizi dövüyorlar, paranızı alıyorlar ve çetelerle askerler arasında parayı yarı yarıya bölüştürüyorlar. Bu sınır bir ölüm nehri gibi. Nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilmiyorum” diye konuştu.

‘Savaş zamanını hatırlatıyor’

“Gördüğümüz bazı göçmenlerin yüzleri dikenli tellerle kesilmiş” diyen gönüllü yardım görevlisi Katarzyna Wappa ise sınır muhafızlarının savaş hazırlığı yapar gibi tam teçhizatlı bir şekilde bekletildiğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı: “Bir ağ oluşturuyoruz ve elimizde geleni yapmaya çalışıyoruz. İnsanlar ormanlarda ölüyor ve Polonya devleti daha fazla asker getirmekten ve mültecileri kimsesiz topraklara geri göndermekten başka hiçbir yardımda bulunmuyor. Wappa şunları ekledi: “Savaşa tanık olmak gibi ama en azından savaşta bazı şeyler nettir. Bu daha kötü çünkü buradaki toplumun yarısı olanları inkar ediyor ve arkasında siyasetin olduğu düzmece bir şey olduğunu düşünüyorlar. İnsanlar mülteciler için ‘Neden evlerini terk edip çocuklarını aldılar?’ diyor.” Mültecilerin donarak hipotermiye yenik düştüğünü korkudan ve soğuktan titrediklerini söyleyen Green Light Project (Yeşil Işık Projesi) yürütücüsü Kamil Syller da: “Çocuklar epileptik ataklara benzer reaksiyonlar gösteriyor. Buradaki acı ve dehşet, bize yalnızca savaş zamanını hatırlatıyor” dedi.

Açlık ve soğuktan hayatını kaybedenlerin cenazeleri bulunuyor

Sert kış koşulları ve açlıktan ötürü birçok göçmende sağlık sorunlarının arttığı belirtiliyor. Birçok kaynaktan farklı rakamlar aktarılsada şuana kadar 22 göçmenin ağır kış koşullarına ve açlığa dayanamayarak yaşamını yitirdiği belirtiliyor.

11 ayda 73 bin genç göç etti

2015-2021 yılları arasında Irak genelinde 633 bin 273 genç yurt dışına göç ettiğini belirten Lukte Derneği, sadece 11 ayda ise 73 bin genç göç ettiğini kaydedildi.

Göçmen sorunlarıyla ilgilenen derneğin verileri kapsamında, 2015-2021 yılları arasında Irak genelinde 633 bin 273 genç yurt dışına göç ederken, aynı bilanço raporuna göre 10 kişi göç yollarında hayatını kaybetti, 12 kişi ise kayboldu. Verilere göre en fazla göç Süleymaniye’nin Ranya ve Qeladize ilçelerinde yaşanırken, göçün yoğun yaşandığı diğer merkezlerin Şeladize, Soran, Halepçe, Seyidsadık ve Hewler olduğu belirlendi. Rojnews’e konuşan Kürdistan Parlementosu üyesi Ebdulstar Mecid, “Kürdistan Bölgesindeki göçler kontrolden çıktı. Yaşanan göçün nedeni halkın artık umutsuz olmasıdır. Halk artık Kürdistan Bölgesinde iyi bir gelecek beklentisi içerisinde değil. Artık bir çaresizlik duygusuyla göç yoluna girişiliyor” dedi. Halepçeli Cotyar Ebdulkadır ise şunları söyledi: “Gençlerin göç sebebi işsizlik ve iş imkanlarının yok olmasıdır. Edindiğim bilgiye göre son 10 gün içinde Halepçe’den yurt dışına 200 genç göç etti.”

(rb)

Bunları da beğenebilirsin