21’inci yüzyılın ihanet ve soykırım hikayesi: Êzidi Fermanı

HABER MERKEZİ

Yarım milyon Êzidinin güvenliğinden sorumlu olan KDP’nin binlerce peşmergesi alandaydı. Tüm komutanları direniş ve savaş iddiasında bulundu ancak birkaç saat içinde Şengal’den kaçtılar ve Êzidileri acımasız DAIŞ çetelerinin ellerine bıraktılar.

10 Haziran 2014’te Musul’un DAIŞ’e teslim edilmesinden sonra Şengal, Telafer, Mexmur, Kerkük ve Germiyan’ın güvenliği kalmamıştı. Êzidiler Şengal’de kendilerini DAIŞ’ten korumanın bir yolunu arıyorlardı ama KDP, Şengal’i koruyacağının ve başka bir şeye ihtiyaç olmadığının sözünü verdi. KDP, silah ve mühimmat dağıtmak yerine Êzidi halkının silahlarına da el koydu. Êzidilere söz veren KDP, Şengal’den tek kurşun bile sıkmadan kaçtı. Daha sonra KDP’nin peşmergelere direnmemeleri ve Şengal’i terk etmeleri emrini verdiği ortaya çıktı.

KDP’nin ihaneti nedeniyle yüzbinlerce Êzidi göç etmek zorunda kaldı, binlercesi katledildi. Şengal katliamından önce Önder Apo, ‘Êzidilik yaşamalı ve korunmalıdır’ diyordu. Êzidiliğin yaşaması için Şengal’in korunması gerekiyordu. PKK gerillaları bu kutsal görevi üstlenerek, Şengal Dağı’na yöneldiler ve Êzidiliği korudular.

Saddam Hüseyin’in düşmesinden sonra Şengal, esas olarak KDP’nin egemenliği altındaydı. Bu kural 2014 yılına kadar devam etti ve KDP kendini Şengal ve Êzidilerin koruyucusu olarak gösterdi. Rojava Devrimi bölgedeki savaşın dengesini değiştirdi ve Ortadoğu’da devrim rüzgarı estirdi. Bu durum sadece Türk devleti ya da Suriye’deki Beas rejimi değil, dünyanın tüm kapitalist güçleri endişelendirdi.

1 Haziran 2014’te Amman’da gizli bir toplantı yapıldı. Bu toplantıya Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Suudi Arabistan, Türkiye, İsrail ve KDP katıldı. Bu toplantının önemi, bu toplantıyla Irak ve Güney Kürdistan’ın ardından Suriye ve Rojava’nın DAIŞ’e açılmasıdır. DAIŞ, 10 Haziran’da Musul’a saldırdığında tüm dünya şaşırdı. Ancak bu toplantıda Musul’un işgali dahil DAIŞ’in bölgedeki hareketleri planlanmıştı. Şengal ve Rojava’nın kuşatılması bu korkakça planın esas noktalarındandı.

DAIŞ çeteleri Musul’un ardından 3 Ağustos’ta Şengal’e saldırdı ve KDP güçleriyle Irak ordusu kaçtı.

Çeteler ilk gün 1.293 Êzidi’yi katletti, çoğu kadın 6 bin 417 kişiyi kaçırdı. Kadınları köleleştirip ve dinlerini değiştirip, Musul ve Rakka gibi pazarlarda sattılar.

Yaz sıcağında, aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 360 bin kişi, aç ve susuz göç etmeye başlamıştı. Birçoğu yalınayak yola çıktı.

DAIŞ, Hewlêr ve Duhok’a giden yolu kapattı. Ama Rojava güçleri imdatlarına yetişerek, insanlık koridorunu açtı.

Binlerce Êzidi Rojava’ya gitti, bir kısmı orada kaldı, bir kısmı Pêşxabûr kapısından Duhok’a döndü ve 14 kampa yerleşti. Birçok Êzidi yollarda, sıcak, açlık ve susuzluk nedeniyle yaşamını yitirdi.

‘Êzidilik yaşamalıdır’

Şengal’in kırılmasıyla fermanın önü açılmıştı. O günlerde bu fermanı engellemek arayışında olan tek bir güç vardı. Önder Apo, fermandan yıllar önce Êzidilere yönelik tehditlere bizzat dikkat çekmiş ve tedbir alınmasını istemişti. Ferman sırasında ‘Êzidilik yaşamalıdır’ diyecekti. Êzidiliğin yaşaması için Şengal’in yaşaması Şengal Dağı’nın korunması gerekiyordu.

Gerilla Şengal’i savundu

Kürdistan özgürlük gerillaları bu gerçekle Şengal Dağı’na yönelerek 8 Ağustos 2014’te Şengal’e ulaştı. Fermandan bir süre önce KDP, Şengal’den kaçma hazırlıkları yapmıştı, özgürlük gerillaları ise KDP’nin engelleri nedeniyle gizli yollardan Şengal’e ulaşmaya çalışıyordu. Şengal Dağı’nın kutsal koruyucusu Dilşer Herekol’un da aralarında bulunduğu 12 gerilla, ferman öncesi kutsal dağa ulaştı. DAİŞ’in 3 Ağustos 2014’te güney ve doğu cephesinden Şengal’e saldırmasının ardından 5 Ağustos’ta Kürdistan Halk Savunma (HPG) Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan, Şengal’i koruyacaklarını açıkladı.

YPG ve YPJ göğüs göğüse bir savaşla Şengal’e ulaştı

Öte yandan Rojava’da devrim güçleri Şengal’i korumak için harekete geçti. Rojava Savunma Güçleri YPG ve YPJ Til Koçer ve Cezaa bölgelerinde göğüs göğüse bir savaşla DAIŞ çemberini kırarak Şengal Dağı’na ulaştı. Bir günde yaklaşık 100 kilometre yol katettiler, kutsal dağı korumaları altına aldılar ve Êzidiler için Şengal’den Rojava’ya kadar özgürlük yolunu açtılar.

13 Kasım 2015’te Şengal’in merkezi geniş çaplı bir askeri operasyonla DAIŞ çetelerinden özgürleştirildi. Bu adım HPG ve YJA-Star gerillaları, YPG ve YPJ savaşçıları ve Şengal Direniş Birlikleri tarafından yürütüldü.

Bu süreçten itibaren savaşın durumu değişişti ve Êzidiler için yeni bir tarih başladı.

Şengal yönetimini yok etme anlaşması

Şengal, özgürleştirilmesinden sonra Türkiye ve birçok ülkeden saldırı ve tehditlerle karşılaştı. En son 9 Ekim 2020’de Irak Merkezi Hükümeti ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti Şengal üzerinden bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma nedeniyle aylardır Şengal’de gergin bir durum yaşanıyor ve fermandan sonra Êzidilerin kurduğu örgütlülüğün yok olması isteniyor. Anlaşmayı destekleyen Türkiye ve ABD Şengal Özerk Meclisi ile Şengal Asayişi’nin kaldırılmasını istiyor. Ancak Şengal halkı anlaşmaya karşı çıkarak uygulanmasına izin vermeyeceklerini söylüyorlar.

Fermanın üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen Êzidi halkına yönelik tehdit devam ediyor. Özellikle Türk devleti, KDP işbirliğiyle, DAIŞ’in yapamadığını tamamlamak ve Êzidi halkının kazanımlarını yok etmek istiyor. Bu nedenle saldırılarına devam ederek Êzidi halkını hedef alıyor.

Bunları da beğenebilirsin