KDP yetkilileri Dımdım Kalesindeki Ehmet Xan’ın rolünü oynuyor

Dımdım Kalesi’nin yenilgiye uğratılmasında yaşanan ihaneti bugün KDP yetkilileri güncelliyor. KDP kurumları Dımdım Kalesi’nin düşürülmesinde rolü olan Ehmed Xan’ın rolünü oynamaktadır. KDP kurumları Türk devleti için harekete geçmiş, Dımdım Kalesi’ne güden su kaynaklarının kapatılması gibi Medya Savunma Alanlarına yönelik ambargo uyguluyor.

Kürt halkı tarih boyunca direniş sloganları eşliğinde Kürdistan’a yönelik işgal saldırılarına karşı direnmiştir. İşgalciler, Kürt halkının direnişleri karşısında sonuç alamayacaklarını kavradıklarında Kürtleri iç ihanetle bastırma yoluna gitmişlerdir. Kürt halkının neredeyse tüm devrimleri bu ihanet yöntemleriyle bastırıldı.

İhanetçiler eliyle Kürdistan’ın işgali

Dımdım Kalesi efsanesi, Kürt halkının güncelde yaşadığı iç ihaneti andırıyor. Xanê Lep Zêrîn Dımdım Kalesi’ni Urmiye’ye 18 kilometre uzaklıkta bulunan Soma ve Bradost yüksekliklerine inşa edince İran şahı Şah Abbas 20 bin kişilik ordularla bu gelişmeleri engellemek ister. Dımdım Kalesi, tüm saldırılara karşı direnmiş ve saldırıları boşa çıkarmıştır.

Dımdım Kalesi komutanlarından Ehmed Xan, ihanet yolunu seçerek Abbas Han’a kaleye giden su kaynaklarının yerini gösterir. Abbas Han, 4 ay boyunca kaleye su gitmesini engeller ve ağır bir saldırı düzenler. İran şahı, her defasında Xanê Lep Zêrîn’in teslim olmasını ister. Ancak Xan ve Dımdım Kalesi halkı direnmeyi seçer.

Dımdım Kalesi direnişçileri uzun sure susuzluğa dayanamaz ve susuzluktan dolayı güçleri düşer. Xanê Lep Zêrîn, kalan tüm mühimmatların kaleyle beraber patlatılmasını ister. Kadınların düşmanın eline sağ düşmemesi için de kale surlarından kendilerini atmaları kararı alınır. 4 aylık büyük bir direnişin ardından Xanê Lep Zêrîn ve Dımdım Kalesi halkı fedai eylem gerçekleştirir. Dımdım Kalesi’nin düşmesine sebep olan, kendi halkına ihanet eden Ehmed Xan ise Safevi devleti tarafından öldürülür.

İlgalci Türk devletinin Kürt halkına karşı kirli bir tarihi var. Türk devleti Dımdım Kalesi’nde olduğu gibi bugün Kürt halkına karşı verdiği savaştaki yenilgisini engellemek için Kürtleri iç ihanetle yenilgiye uğratmaya çalışıyor. Türk devletinin bugün Kürdistan özgürlük gerillalarına karşı yaşadığı yenilgi KDP tarafından engelleniyor. Türk devleti KDP eliyle Güney Kürdistan Bölgesinde 70 askeri üs inşa etmiştir. Bunun yanı sıra Kürtleri katletmeleri için Güney Kürdistan toprakları içerisinde helikopter ve keşif uçakları üssü inşa edilmiştir.

Dımdım Kalesi’nde yaşanan ihanetin üzerinden bir asırlar geçmişken KDP Dımdım Kalesi’ndeki ihanet güncelleyerek Ehmed Xan’ın rolünü üstlenmiş bulunuyor. Nasıl ki Ehmed Xan Dımdım Kalesin’e giden su kaynaklarını kesmişse KDP de Medya Savunma Alanlarına yönelik bir ambargo uyguluyor.

İşgalciler Kürtlere karşı birlik içerisindedir

Tarih boyunca Kürdistan’ı işgal eden, Kürt halkına karşı savaş açan işgalciler her ne kadar birbirlerine karşıt olsa da söz konusu Kürtler olduğunda her zaman birlik ve beraberlik içersinde hareket etmiştir. Kürt katliamında her zaman birbirlerini desteklemiş ve yardımcı olmuşlardır.

İç savaşlar

Kürt halkının düşmanları Kürtlere karşı savaşlarında başarı elde edemeyince Kürtler arasında bir çekişme ve çelişki yaratarak Kürtleri Kürtler eliyle katletme yoluna gitmiştir.

Mirler zamanında bir mirin yardımıyla başka bir mirle savaşmışlar ve her iki mirin kanını birlikte akıtmışlardır. Kürtler, el ele tutuşup düşmanın planlarına direnmek ve mevzilerini güvence altına almak yerine, düşmanın tuzağına hızla düştüler ve sonunda iç savaşta haklarını yitirdiler.

1991 Raperinleri (ayaklanma) Güney Kürdistan’ın önemli bir bölümü Baas rejiminden kurtarılmadan önce Eniya Kurdistan (Kürdistan Cephesi) kuruldu. Kürdistan Cephesi, Raperinden sonra Kürdistan Bölgesi parlamento seçimlerinin yapılması kararını aldı. Kürdistan Bölgesinin ilk hükümeti seçimlerin gerçekleşmesinin ardından kurulmasıyla birlikte Kürt kazanımını kendileri için tehlikeli gören İran ve Türkiye arayışlara girdi.

İran ve Türkiye’nin Kürdistan Bölgesinde yarattığı çelişkiler sonucunda basit ve küçük nedenlerle YNK ve KDP arasında iç savaş başladı. Türk devleti KDP’yi, İran ise YNK’yi destekledi. Savaşın sonucunda Kürdistan Bölgesi ikiye bölündü ve hükümette birliktelik bırakılmadı.

Duhok ve Hewlêr’den Dêgele’ye kadar KDP’nin kontrolü altında, Süleymaniye vilayetinden Dêgele’ye kadar ise YNK’nin kontrolü altında kaldı. İşgalcilerin 26 yıl önce Kürdistan’da yarattığı çelişki hala devam ediyor. İran dolaylı olarak Süleymaniye’de hâkimiyet sürerken Türk devleti ise Hewlêr üzerindeki hâkimiyetini sürdürüyor.

Türk devleti son yıllarda kimyasal silahlar ve savaş uçaklarıyla Kürdistan’da Medya Savunma Alanlarını işgal etme arayışını en üst seviyeye taşımış durumda. Ancak Kürdistan özgürlük gerillaları işgalci Türk devleti karşısında tarihi bir direniş sergiliyor ve işgal saldırılarına ağır darbeler vuruyor.

İşgalci Türk devleti gerillalar karşısında başarılı olamayacağını anlayınca bu defa KDP ve PKK arasında bir savaş yaratarak 40 yıldır başaramadığını Kürtler arası savaşla başarmaya çalışıyor.

Nisan ayı ortalarında işgalci Türk devleti Medya Savunma Alanlarına yönelik işgal saldırılarını başlatmadan önce KDP ile anlaşarak işgal konusunda ortaklaştı.

KDP, 40 yıldır Kürt halkının varlık ve yokluk savaşını veren PKK’ye karşı işgalci Türk devletiyle ortaklaşıyor. KDP’nin bu tavrı Kürdistan tarihinden hiç ders çıkarmadığı gerçeğini ortaya koyuyor.

Kürdistan’ı 4 parçaya bölen Lozan Antlaşmasının üzerinden 100 yıl geçerken KDP, Kürt halkına yeni bir acı yaşatmak istiyor. KDP, binlerce şehidin kanıyla elde edilen kazanımları Türk devletine kurban etmek ve PKK’yle savaşarak yok etmek istiyor.

KDP, PKK’yle savaşını meşrulaştırmak için birçok senaryo çizdi ve birçok provokatif girişimlerde bulundu. Ancak özgürlük gerillaları bu planların önüne ivedilikle geçti ve Türk devletinin KDP ortaklığıyla geliştirdiği planların hayata geçmesini engelledi. Özgürlük gerillaları KDP eliyle geçtiğimiz sene şehit edildi. KDP’nin Kürtlere karşı savaş arayışları hala devam ediyor.

Bunları da beğenebilirsin